Türkiye’de son 10-15 yıllık dönemde özellikle Batı Karadeniz’de yeni açılan fındık alanlarıyla birlikte üretim ciddi bir şekilde artış gösterdi. Ancak global fındık ihtiyacı da aynı şekilde artış göstermeye devam ediyor.
Büyüyen fındık endüstrisi ile birlikte son on yılda özellikle üretimde talebi karşılayabilecek arzı sağlanamadı. Dünya çapında ticari fındık bahçelerinin çoğunluğu geleneksel olarak seçkin birkaç alanda yoğunlaşmış durumda. Küresel kabuklu fındık üretiminin yarıdan fazlası Türkiye’de yoğunlaşmakta. Türkiye’yi İtalya, Amerika ve Azerbaycan izlemektedir.
Artan talebin ve gerekli arz çeşitliliğiyle birlikte dünya çapında fındık fidanı yetiştiriciliğine uygun ek alanlarda üretim yapılması gerekliliğini meydana getiriyor. Özellikle küresel iklim değişikliğinin sonuçlarını ele alındığında, artan talebi karşılayacak yeni tarım alanlarını seçerken su kaynaklarına erişim önemli bir konu olmaktadır. İleriye dönük olarak suya erişim gibi bazı altyapı koşullarını değerlendirerek alan seçimi yapılmalı.
“Avustralya’da fındığın fenolojisi ve verimine iklim değişikliğinin etkileri” araştırması gerçekleştirildi. Tarım Sistemleri Dergisi’nde yer alan bu araştırma Ferrero Group’un Fındık bölümünün işbirliği ve katkılarıyla gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışma da dört küresel iklim modeline bağlı olarak program oluşturulmuştur. İklim değişikliğinin güneydoğu Avustralya’da geniş bir alanda fındığın verimi ve üretimi üzerinde öngörülen etkilerini ilk kez değerlendiriyor.
Makalede işbirliği yapan CMCC araştırmacıları Stefano Materia ve Antonio Trabucco, “Bu çalışma, Avustralya’da fındığın yetiştiriciliği geleceği için gerçek fırsatların değerlendirilmesine yönelik ilk önemli bir adımı temsil ediyor” dedi. “Yine de, bu sonuçları daha da doğrulamak için ek saha çalışmalarına ihtiyaç vardır. Fındıkta tarıma nereden başlayacağına dair kararları daha verimli hal getirmek için diğer birçok sosyo-politik bileşen düşünülmelidir. Örneğin, bu alanda su kaynakları karmaşık düzenlemelere tabidir ve tarımsal kullanım için sınırlar, ancak iklim değişikliğinin etkilerinin yanı sıra sulama sistemlerinin uygulanmasını da düşünürsek sonuçlar farklı olabilir.”