Doğu Karadeniz Fındık Konseyi Başkanı Mehmet Cirav, Aydınlık Gazetesine açıklamada bulundu. Yaptığı açıklamada, “Salgından dolayı geçen yıllara göre yaklaşık yüzde 30-40 civarında eksik ihracat olduğunu görüyoruz. Tabi ki Avrupa’daki sanayilerin çalışma kapasitelerinin düşük olduğunu, alıverişin düşük olduğunu eylülden beri açılan yeni sezonda gözlemlemekteyiz. Devlet taban fiyatı 22 TL olarak belirledi fakat, fiyatların bugün 24 TL veya 25 TL olması gerekirken serbest piyasada 23,5 TL civarında. Yalnız bir de şöyle bir sıkıntı var. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) bu sezon için fındık alamadı. Üretici oraya yönelmedi çünkü dışarısı daha pahalıydı. Fakat sıkıntı şu, ocak ayında TMO’nun alım kampanyası bitiyor. Ama kapatmaması gerekiyor. Bugün alımı kapatırsa 23 TL olan fiyatın hızlı bir şekilde aşağıya düşme olasılığı yüksek. Rekabet ortadan kalkıyor ve Avrupalılar bunu takip ediyorlar, tabi kendi açılarından” dedi.
Taban fiyat kar ettirdi
Fındıkta müdahalesiz döneminde dolar girdisi çok fazla olmadı. Bu durum hakkında hükümetin milli ekonomiye dönüş yönüyle ilgili düşüncelerini Cirav ile getirdi.
Cirav, “Elbette ki serbest piyasa koşulları olması gerekir ancak bir tarım ürünü hasat edildiği zaman piyasaya hızlı bir arzı vardır bu her yerde böyledir ya çok güçlü kooperatiflerin olacak ya da devlet bu işi yapacak. Öyle bir kooperatifçilik mantığı fındıkta yok. Devlet bunu şimdi fark etti şu anda taban fiyat veriyor, fındığı alıp daha sonra daha karlı şekilde satabiliyor, rekabete girebiliyor. Bunun diğer tarım ürünlerinde de olması gerekir” dedi.
Verimin bu yıl düşük olduğunu belirten Cirav, fındık üretimini ve tarım ürünlerindeki verimi değerlendirdi. Cirav, “Dönüm başına verim Amerika’da 250-300 kilo, İtalya’da 250 kilo. Bizde bu ortalamaya baktığımız zaman 100 kilo. Burada Tarım Bakanlığı’nın doğrudan gelir desteğini gözden geçirmesi gerekiyor. Yani üretime destek verilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Cirav, arazilerin bölünmesi ve gerekli bakım yapılmaması konusunun verime etkisini değerlendirdi.
Cirav, “Arazilerin bölünmesi noktasında bir yasal düzenleme yapıldı bundan birkaç yıl önce. Bana göre o yeterli değil. Örneğin beş dönüme kadar olan arazi bölünmüyor. Toplulaştırmanın sağlanması lazım. Arazilerin bölünmemesi için arazinin ailede en azından işletmesinin bir kişide kalması gerekir. Üretici 500 kg fındık yapsa bunda ne fayda elde edecek ama arazinin hepsi bir kişide olsa 2 ton fındık üretebilecek belki” dedi.
‘Agresif davranış sergilenmemesi gerekiyor’
Yabancı sermayenin Türkiye pazarına girerek fındık ihraç edilmeye başlandı. Üreticiye karşı sergilenen tutumla ilgili olarak Cirav değerlendirmelerini aktardı. Cirav, “Burada en baştan söylediğimiz gibi devletin alım, fiyat vs. politikası doğruysa yabancı sermayenin bir dahli olamaz. Elbette ki yabancı sermaye sahada olduğu zaman diğer ihracatçılara işleri düşebiliyor ama neticede onun da alıp sattığı ürünün dövizi Türkiye’ye geliyor. Burada devletin mutlaka olması gerekiyor. Çünkü daha da düşük fiyata alım yaparlar. Arazilere pek yönelmiyorlar hatta burada firma adı vermeye gerek yok ama en büyük alıcı olan firmanın sahada birçok ziraat mühendisinin olduğunu, örnek bahçeler yaparak verimliliğin artması için gayret ettiğini ve bakım, gübre vs. kendisinin finanse ettiğini de görüyoruz. Onlar için de önemli fındık tabii ki. Onlar için önemli diye bizim de agresif davranıp fındık bu gün 20 TL iken 50 TL yapmamız doğru olmaz. Öngörülebilir ve stabil olmak gerek.